Pet-Ct Vücudu baştan sona düşük radyasyon ve yüksek hızda tarama özelliği sayesinde; kanser hastalıklarının teşhisi, tedavi planlaması ve tedavi sonrası değerlendirme süreçlerinde kullanılmaktadır.
Hastanemiz bünyesinde bulunan PET-CT cihazı, 400×400 matris rekonda 95 mm3 ile sektörde bulunan en yüksek çözünürlüklü görüntü ile hastalarımıza hizmet vermektedir. Böylece, diğer cihazlarda görülemeyen en küçük detaylar bile tespit edilmekte, tanı ve tedavi sürecine katkı sağlayarak gereksiz cerrahi işlem ve biyopsilerin önüne geçilmesine yardımcı olmaktadır.
Fazla kilolu hastalar da göz önünde bulundurularak hastanın boyu ve kilosu göz önünde bulundurularak seçilen hastalar için geliştirilmiş cihazımız, diğer üreticilerden yüzde 24 daha geniş gantriye sahiptir. Daha geniş alan, klostrofobisi olan kişiler için de avantaj oluşturmaktadır.
Daha düşük doz radyasyon ile çalışan PET-CT cihazımız, bir yandan hasta konforunu artırırken, diğer yandan da maksimum hız ile vücudun tamamını hassasiyet ile tarayarak kanserli hücreler gibi anormalliklerin yerini tespit etmektedir.
Diğer cihazlar ile karşılaştırıldığında, damar yolundan verilen daha düşük doz radyoaktif madde ile yüksek çözünürlüklü görüntüler elde edilerek taramalar gerçekleştirilebilmektedir.
İki ayrı cihazın birleşerek tek bir cihaz haline getirildiği ileri bir görüntüleme yöntemi olan PET-CT, kalp ve nörolojik rahatsızlıkların yanı sıra özellikle onkoloji alanında aktif rol üstlenmektedir. Vücudu baştan sona düşük radyasyon ve yüksek hızda tarama özelliği sayesinde; kanser hastalıklarının teşhisi, tedavi planlaması ve tedavi sonrası değerlendirme süreçlerinde kullanılmaktadır.
PET-CT, pozitron emisyon tomografisi (PET) ve bilgisayarlı tomografi (CT) birleşimi ile oluşturulan, ileri teknolojik bir görüntüleme yöntemidir.
PET-CT cihazı;
gibi durumlarda erken teşhis ve tedavi planlamasında yol gösterici olmaktadır.
Onkolojik hastalıklarda, kanserin erken teşhisi, tedavi planlaması, evrelenmesi, nükslerinin saptanması, metastazların belirlenmesi, radyoterapi tedavisinin planlanması ve tedavi başarısının değerlendirilmesi aşamalarında PET-CT cihazından faydalanılır.
PET-CT’nin en çok etkili olduğu kanser türleri şunlardır:
PET-CT, koroner arter tıkanıklıklarının yol açtığı kan akımı az olan bölgelerin belirlenmesinde rol oynamaktadır. Bu bölgelerin tespit edilmesi, anjiyoplasti ya da koroner arter bypass cerrahisinin fayda sağlayıp sağlamayacağının belirlenmesi açısından önem taşımaktadır.
Beyin tümörlerinin tespit edilmesi, nöbetler, Alzheimer ve demans hastalıklarının teşhisinde PET-CT teknolojisinden faydalanılabilmektedir.
Genellikle, doktorlar ayrı ayrı yapılan PET ve CT taramalarının sonuçlarını üst üste koyarak hastalıkları tanımlar ve teşhis eder. Ancak, bunun için yapılan iki ayrı taramada, hastanın tamamıyla aynı pozisyonda konumlandırılması gerekmektedir. Bunu gerçekleştirmek her zaman kolay olmadığından, tanı bilgilerinin doğruluğu bozulabilir.
PET-CT cihazı ise, doktorların hastayı hareket ettirmek zorunda kalmadan tek seansta her iki taramayı da hızlı bir şekilde gerçekleştirmesini sağlar. Böylece, PET taraması ile elde edilen metabolik veriler ve CT ile gelen anatomik veriler, tek bir cihazdan eş zamanlı olarak alınarak, diğer görüntüleme yöntemlerine göre daha ayrıntılı ve doğru bilgilere ulaşılır.
Tarama sırasında izlenilen yol adım adım şu şekildedir:
PET-CT sırasında alınan radyasyon, idrarla dışarı atılır. Bu nedenle, özellikle taramanın yapıldığı gün bol su tüketilmesi ve idrar sonrası sifonun birkaç kez çekilmesi tavsiye edilmektedir.
Öte yandan uygulama sırasında alınan radyasyon, çevredekiler için risk oluşturmasa da 12 saat boyunca, radyasyona karşı riskli grup içinde yer alan küçük çocuklar ve hamileler ile uzun süreli temastan uzak durulması önerilmektedir.
Doç. Dr. Tamer Aksoy, 2000 yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesinden mezun olmuştur. SSK Tavşanlı Hastanesi Yönetim Temsilciliği görevinden sonra, SSK Ankara Etlik İhtisas Hastanesi Endokrinoloji Bölümünde Pratisyen olarak çalıştıktan sonra 2005 yılında Hacettepe Üniversite Nükleer Tıp Bölümünde asistanlık eğitmine başlamış ve 2009 yılında ihtisasını tamamlayarak Nükleer Tıp uzmanı olmuştur.
Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı’nda Yardımcı Doçent Doktor olarak görev yaptıktan sonra 2011 yılında Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde göreve başlamıştır. 2012 yılında Acıbadem Hastaneler grubunda ve Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Tıp Fakültesinde Dr. Öğr. Üyesi olarak çalışan Aksoy, 2018 yılında Sağlık Bilimleri Üniversitesi İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nükleer Tıp Kliniğinde başladığı görevini 2023 yılında sonlandırmıştır.
2012 yılında Netherlands Cancer Institute – Antoni van Leeuwenhoek (NKI) Hastanesin (Amsterdam/Hollanda) Nükleer Tıp Kliniğinde (Hollanda) klinik araştırmacı olarak PET görüntüleme, Lenfosintigrafi ve Radyonüklid Tedaviler konusunda gözlemci olarak çalışmalarda bulunmuştur. Şubat 2023’te Doçentlik ünvanını aldı. Mayıs 2023’ten beri hastalarına Hisar Hospital Intercontinental’de hizmet vermektedir.
Formu doldurun sizi arayalım